28 Nisan 2014 Pazartesi


Her gün sofralarımıza çeşit çeşit yiyecekler geliyor. Sebzeler, meyveler, sütler, etler..

Eskilerin ağzında ise hep aynı nakarat; 'Bizim zamanımızda yiyeceklerin tadı da kokusu da bir başkaydı.' Haklılar... Gelişen teknoloji ve bilim dünyasından gıdalar da nasibini aldı. 3 günde bozulan süt, belki aylarca saklanabiliyor dolapta. Sulanması gereken yoğurt, sulanmıyor artık. Meyveler kokmaz, tadları kimi zaman yenmez oldu.. Bir de GDO hortladı ki, zararları saymakla bitmiyor.. Çok konuşuldu, çok tartışıldı. Ancak medyada en net tavır Genel Cerrahi Anabilim Dalı Uzmanı Kenan Demirkol 'dan geldi. Demirkol'a göre; toplum olarak çok büyük risk altındayız.

- Türkiye'de şu anda Genetiği değiştirilmiş kaç çeşit gıda var?

- Şu anda 16 tane GDO'lu ürüne izin verildi. Bunlardan 3'ü soya fasülyesi 13'ü de mısır. Bunların hiçbirinin gıda amaçlı kullanılmasına izin verilmedi. Hatta hapis cezası bile var eğer gıda amaçlı kullanılırsa.. Ama hayvan yemi olarak kullanılan, dolayısıyla biz o hayvansal ürünleri yediğimiz zaman bize geçen GDO'ların olduğunu daha önceki bilimsel çalışmalarla kanıtlandı.

DENEYLERLE KANITLANDI: ORGAN HASARLARI, KISIRLIK, ÖLÜ DOĞUM RİSKİ VAR

- Bunlar hangi besinler olabilir peki?

- Her türlü hayvansal yumurtadan tutun, tavuğa, kırmızı ete, balığa kadar. Şimdi bunların kullanımından bu yana Amerikan hastalık denetleme dairesinin açıklamasına göre, GDO'ların kullanıldığı 96 yılından beri, hem alerji hem de alerjiye bağlı ölümler birkaç misli arttı. Diğer taraftan bu tür gıdaların insanlara vereceği zarar ancak zamanla ortaya çıkar. Bu yüzden hayvan deneylerinin yapılması gerekir. Viyana Üniversitesinin yaptığı Hayvan deneylerinde ciddi organ hasarları, kısırlık, ölü doğum ortaya çıktığı saptandı. Ayrıca gıda güvenliğinde şöyle bir ilke vardır; eğer emin değilseniz kuşkunuz varsa o gıdayı piyasaya sürmemelisiniz ve bu ilke ne yazık ki ne Avrupa'da ne Türkiye'de işletilmiyor.

SEBZE VE MEYVELER KANSERE SEBEP OLABİLİYOR

Tarım ilaçları kendi başına zaten ciddi bir sakınca oluşturuyor. Tarım ilaçları bugün çocukluk çağı kan kanserinin başlıca nedeni olarak sayılıyor. Tarımda her türlü yapay unsur, yapay gübre, tarım ilacı, bu GDO'lu ürünler bütün insanlık için büyük bir risk.

-Bunlar riskli dediğimiz başlıca besinler var mı?

- Et, yumurta, tavuk, balık, süt bunların her birinin çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Piyasaya sürülmeden önce.. GDO'lu yemle beslenmiş hayvanların sütünde de, değişime uğramış gen daha önce bulundu, Avrupa'da açıklandı. Ayrıca GDO'lu yemle beslenen hayvanların dışkısında değişime uğramış genlerin aktif bir şekilde var olduğu, dolayısıyla siz bu hayvan gübrelerini tarımda kullandığınızda kendi yediğiniz ürünlerinizin de GDO'luya dönüşme olasılığının olduğu bilimsel olarak kanıtlandı.

EN BÜYÜK HATAMIZ...

Bugün Avrupa Birliği ülkeleri bile Avrupa Birliği'nin Gıda Güvenliği otoritesine güvenmiyor. Merkezi bu sistemden kopmak istiyor ve her ülke kendi BİO güvenlik kurulunu kurma çabasında. Avrupa'da şaibeli olduğu artık kesin olan ve devletler tarafından reddedilen bir kurumu bizim baz almamız çok yanlış oldu.

- Ne yapacağız peki?

Bireysel olarak yapabileceğiniz çok bir şey yok. Çünkü siz aldığınız hayvansal ürünün GDO'lu bir yemle beslenen bir hayvandan olup olmadığını bilme şansınız yok. Çünkü Avrupa Gıda Güvenliği otoritesi yemle beslenen hayvanların ürünlerinin GDO'ludur diye etiketlenmesine zorunluluk getirmiyor. O yüzden Almanya, Fransa, İrlanda gibi büyük ülkeler, hayvansal ürünlerin üzerine GDO'suzdur yazılma yetkisi vermiştir. Benim de tavsiyem Türkiye'deki namuslu üreticilerin, GDO'lu yem kullanmayan üreticilerin ürünlerinin üzerine GDO'suzdur yazmalarıdır.

-Toplum olarak büyük risk altındayız diyebilir miyiz öyleyse?

- Kesinlikle öyle, büyük risk altındayız...

Kaynakça:Tuğba KARAGÜLLE / SAMANYOLUHABER.COM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder