GDOların Tehdit ve Riskleri
1. Biyolojik Çeşitlilik,
Tarımsal Biyoçeşitlilik ve Doğal Dengeye Etkileri
Yerel türler tehdit altında.Yaşam bir bütündür ve gen halkalarındaki en küçük
bir değişiklik beslenme zinciri yoluyla bütündeki diğer parçaları da
etkiler.
Sonuçta insan, hayvan,bitki,mikroorganizmalarda yapılan herbir değişiklik
bütünün bir diğer parçası olan tarımsal biyoçeşitliliği, yani sağlıklı
beslenmenin temeli olan gıda çeşitliliğine etkileyecektir.
Hastalık ve diğer zararlılara karşı dayanıklı olması için genleriyle oynanmış
bir buğday türünün belki verimi yüksektir ama, bir hastalık ya da zararlı
sayesinde o türün yok olması ve dünyada artık başka bir buğday yetiştirilmediği
için buğday ırkının tamamen ortadan kalkması gibi bir felaketi beraberinde
getirebilir.
Modern tarım yüzünden zaten çeşitliler çok azlmış durumdadır.Asya’da mevcut
140 bin çeşitten sadece 6 sı ekili toprakların %70 ini kaplıyor. Azalan çeşitler
ise tamamen GDO tehdidi altındadır. Çünkü GDO ların aktarılmış genleri
çevresinde geleneksel yöntemle üretilmiş ürünlere geçebilmektedir. Arılar,
kuşlar, böceklerve rüzgar gibi tozlaşmayı sağlayan etkenler GDO lu polenleri
komşu tarlaya taşıyor ve oradaki üründe de genetik değişikliğe yol açıyor. “GEN
KAÇIŞI” adı verilen bu bulaşma sonucu yaşamın sürdürülebilirliği açısından büyük
önem taşıyan bitkiler tek tipleşmekte ve doğal çeşitlilik azalmaktadır.
Milyonlarca yılda oluşan türler 5-10 senede yok olmaktadır.
Birkez gen aktarımı başlatılınca genetiği değişmiş ürünün, genetiği
değişmemiş ürünlere bulaşması -ileriki nesillere de aktarılacağından- önlenemez
hale gelmektedir.
Yararlı böcekler yok oluyor. Zararlı böceklere karşı dayanıklı olmalarını
sağlamak için bazı bitkilere aktarılan toksin (zehir ) karakterli genler o
böcekleri yiyen yaralı böcek türlerinin de yok olmasına neden oluyor.
(Toksin karakterli BT(Bacillus thuringiensis)geni aktarılmış bir bitkiyi
yiyen bir böcekle beslenen Uğur böceği (gelin böceği) gibi yararlı böceklerin
ölüm oranının arttığı ve gelişme
Bir risk ise toksinin etkin olduğu böcek türleri bu toksine zamanla
dayanıklılık kazanıyor olması.(ABD de bt genli pamuk ekili alanlarının bir
kısmında, pamuk koza kurdunun etkili olarak kontrol edilemediği gözlendi-Alam
1999)
Yabacı otlara dayanıklı genlerin aktarıldığı bitkilerin diğer canlılar ( uğur
böceği) üzerinde öldürücü etki yaptığı gözlendi ( Steinbrecher,1996)
Böceklere ve yabancı otlara dayanıklılık geni aktarılmış bitkiler, zamanla o
böcekler ve yabancı otlarda dayanımı arttırdığı için çok daha fazla tarım ilacı
kullanılmasına yol açabiliyor. Yabani otlara karşı dayanıklılık geni aktarılmış
bir bitkinin değiştirilmiş genleri rüzgar, kuş, böcek,arı vs. gibi etkenlerle
başka bitkilere bulaşıyor ve bu geni almış yabancı otlar savaşılması güç bir
şekilde çoğalıyorlar.
Ayrıca yabani ot ilacına dayanıklı genler aktarılmış bir ürünün yetiştiği
tarlaya ertesi yıl farklı bir ürün ekildiğinde, tarlada kalan geçen yılın GDO lu
ürünü yeni ürün için yabancı ottur. Ancak eski GDO lu yabani otlara dayanıklı
olduğundan çiftçi için büyük sorun yaratıyor ve yeni ürüne şans tanımıyor,
onunla mücadele etmek imkansızlaşıyor.
(Yabancı otlara doğru gen kaçışı nın kolza ve pancarda belirginleşmesi Fransa
Tarımsal Araştırmalar Ulusal Enstitüsü’nün (INRA) yabani otlara dayanıklı tüm
kolza varyetelerini stoktan çıkarmasına neden oldu.)
İNSAN
SAĞLIĞINA ETKİLERİ
GDO lu bitkiler yüksek allerji riski taşıyor.
Allerjenler, genetik mühendisliği yoluyla bireylerin güvenli olduğunu
düşündükleri için tüketmekte sakınca görmedikleri besinlere de aktarılabiliyor.
Bu durumda birey allerjeni taşıdığını bilmediği besini tüketerek kendini riske
atabiliyor.
(11 Aralık 2003′te Rusya’da bir gurup bilim adamı son üç yıl içerisinde
allerji belirtisi gösteren hastaların sayısında 3 kat artış olduğunu ve bunun
altında yatan nedenin Genetiği Değişmiş Ürünler’in (GDÜ) tüketimi olabileceğini
açıkladılar.-Traavik ve Smith, 2004)
Toksik (zehirleyici ) Etkiler
Araştırmalar GDO lu
patateslerin fareler için toksik etki yaptığını, bağışıklık sisteminde
bozukluklar,viral enfeksiyonlar gibi birçok etkileri olduğunu ortaya
koyuyor.
(1980 lerin sonunda bir Japon firması triptofan adlı bir aminoasidi bir
bakteriye ürettirerek bbesin takviyesi olarak ABD de satışa sundu.Aylar içinde
ürünü kullanan kişilerde sinir sistemini etkileyen, kas ağrıları ve kandaki bazı
hücrelerin sayısında artış ile seyreden eozinofili-miyalji sendromu ortaya
çıktı. Bu sorunları yaşayan 155 kişşide kalıcı hasar meydana geldi,37 hasta
yaşamını yitirdi.Mayeno ve Gleich,1994 . Yapılan incelemne sonucu genetiği
değiştirilmiş bakterideki artmış triptofan üretiminin toksik bir yan ürün
oluşumuna yol açtığı ve sendromun toksik madde nedeniyle ortaya çıktığı
anlaşıldı.)
Antibiyotiğe Karşı Dayanıklılık Oluşturması
GDÜ lerin
üretimi sırasında belirteç gen olarak kullanılan antibiyotik direnç genlerinin
en büyük tehlikesi, ortamda bulunan bakteriler aracılığı ile yayılması.
Bakteriler arasında doğal yollarla gen alışverişi yapıldığı
biliniyor.Antibiyotik direnç genlerinin hastalık yapan mikroorganizmalar geçişi,
bu bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların kontrol altına alınmasımı
güçleştiriyor. Bu tür ürünleri tüketen canlının sindirim sisteminde bulunan
bakterilerin, o ürünün yapısında bulunan antibiyotik direnç genini alması
mümkün.
Bt nin ( Bacillus thuringiensis) etkileri
Tarımda uzun
zamandır böcek öldürücü olarak kullanılan Bt spreyi toprakta parçalanıyor.
Ayrıca tüketilen ürün yıkanarak Bt spreyinden arındırılabiliyor. Ancak Bt geni
aktarılmış ürünlerde Bt toksininin parçalanması ya da ürünün yıkanarak
temizlenmesi söz konusu değil. Bu durumda Bt toksini bütün etkisini ürün
tüketilene kadar, hatta belki de tüketildikten sonra da sürdürüyor.
Bt geni
aktarılmış ürünlerin tüketiminde bireyin maruz kaldığı Bt toksini miktarı Bt
spreyindekinin 10-100 katı.
Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler Bt toksininin memelilerde aktif olduğunu,
sindirim sisteminde parçalanmadığını, bağırsaklarda bağlanabildiğini ve insan
sağlığı açısından tehdit oluşturabileceğini ortaya koyuyor.
( Filipinlerdeki bir Bt mısır ekim alanının yakınında yaşayan köy halkında
solunum yolu, sindirim sistemi, cilt reaksiyonları ve ateşle seyreden
hastalığın, mısırın polen saçtığı dönemde ortaya çıktığı fark edildi. Bu
bireylerin kan örneklerinde Bt toksinine karşı antikorlar saptandı-Travik
,2004)
Sağlıksız Hayvanlar ve Hayvansal Ürünler
Örneğin süt
verimini arttırmak için ineklere GDÜ lü ürünler veriliyor. Bu hayvanların
sağlıkları bozuluyor.Meme enfeksiyonları, rahim, sindirim sistemi bozuklukları,
yumurtalık kistleri görülüyor. Gebelik oranı düşüyor.Antibiyotik kullanma
sıklığı artıyor.
Bilim insanları ayrıca iki tür potansiyel tehlikeye dikkati çekiyor; durgun
virüsleri yeniden harekete geçmesi ve virüsler arasında yeni bulaşıcı diziler
oluşturabilecek kombinasyonlar!…
Sağlıksız Beslenme ve Yol Açtığı Sorunlar
Sadece verimli
ve dayanıklı birkaç ürün yetştirilmesine yol açan GDO ların yarattığı en büüyk
tehlikelerden biri de gen çeşitliliğinin yok olmasıyla birlikte insanlarıtek tip
gıda almak zorunda bırakıyor olması.
Tek tip gıdalar insanların sağlıklı ve dengeli beslenmesini engelleyecek. Bu
durumda tek tip beslenmeye mecbur kalacak olan yoksullar sağlığını yitriyor,
maddi imkanı iyi olanların da gıda takviyeleri, tedavi yöntem ve ilaçlarına
büyük miktarda para harcaması gerekiyor.
Ekonomiye ve Üretime Katkısı
Yaşam patentlenemez ! GDO
lar ekonomik bağımlılık ve canlıların yaşam hakkının ellerinden alınması ve
canlılar üzerinde mülkiyet hakkı tanınması açısından önemli tehdit ve riskler
taşıyor.
GDÜ lerin ekonomik olarak getirdiği en büyük sakıncalardan biri bu ürünlerin
patent hakkının tüm dünyada birkaç çok uluslu şirketin elinde olması.Bu
çalışmaları yapan şirketler en büyük kazançlarını patent bedeli tahsil ederek
sağlıyorlar.Çiftçi terminatör genlerle kısırlaştırılan tohumları heryıl yeniden
almak zorunda kalıyor. Bu da çiftçiyi çok uluslu tohum üreticisi şirketlere
bağımlı kılıyor.
Dünyanın önde gelen GDO üreticisi firmalardan tohum alan çiftçilerin
ürünlerinin verdiği yeni tohumları tarlalarına ekme hakları yok. Üretici
firmalar bu tohumların korsanlığını yapanların önüne geçmek için komşu ispiyonu
gibi en basit yollardan dedektif tutmaya kadar her yola başvuruyorlar. Bu güne
kadar 100 çiftçi mahkeme sürecinden kurtulmak için ürünlerini yaktı, üretici
firmaya tazminat ödedi ve banka hesapları incelemeye alındı.
kaynak:http://hakkinda-bilgi-nedir.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder